Baş ağrılarınızı hafife almayın
Baş ağrıları stres, uykusuzluk, yorgunluk gibi nedenlerden kaynaklanabileceği gibi çok ciddi rahatsızlıkların da habercisi olabilir. Bu nedenle vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmalısınız. Ciddi bir durumda erken önlem almış ya da ağrılarınızın hafif de olsa yaşam kalitenizi etkilemesine izin vermemiş olursunuz.
Baş ağrısı neredeyse dünyada herkesin yaşadığı bir deneyimdir. Bazıları için ara sıra ortaya çıkan rahatsız edici bir belirti iken, bazıları için günlük yaşamını kısıtlayan kronik bir hastalık veya yaşamını tehdit eden bir hastalığın ilk belirtisi olabilir. Baş ağrısına yol açan sebepler; ağrının sıklığına, şiddetine ve kişinin yaşamına göre çok büyük farklılıklar gösterebilir. Örneğin, gerilim tipi baş ağrısındaki gibi kendi başına bir bozukluk, migrende olduğu gibi bir belirtiler topluluğunun bir parçası veya bir beyin tümörü gibi kafa içinde gelişmekte olan bir sürecin belirtisi olabilir.
GÜVENILIR VE ÖZGÜN BIR TANIYLA BAŞARI SAĞLANIR
Her ne kadar baş ağrısı çok değişkenlik gösterse de başarılı bir tedavinin ilk basamağı güvenilir ve özgün bir tanıdır. Hastaların çoğu baş ağrılarının ciddi bir sorunun belirtisi olduğundan korkar. Tanı ağrının şekline, ilişkili belirtilere ve fizik muayene bulgularına, bazen de laboratuvar testlerine dayanır. Çoğu zaman hastalarda beyinde kitle lezyonu, infeksiyon, metabolik bir bozukluk ya da yaşamı tehdit edebilecek bir başka hastalığa neden olan ikincil bir baş ağrısı değil de migren veya gerilim tipi baş ağrısı gibi birincil bir baş ağrısı bulunabilir. Baş ağrılarınızın nedeninin ortaya çıkarılması ve tedavisi için nöroloğunuza müracaat etmelisiniz.
BAŞ AĞRISI TEDAVİSİNE YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR?
Baş ağrısının tipine göre tedavi şekli de değişir. Örneğin, migreni olan hastalardan ilk klinik değerlendirme sonrası bir baş ağrısı günlüğü doldurmaları istenir. Bu günlüğe baş ağrılarınızın süresini, şiddetini ve tedaviye cevabını yazmanız gerekir.
Farmakolojik tedaviler dışındaki tedavi yaklaşımları arasında gevşeme ve düzenli bir yaşam sürme, yeterli uyku alma, egzersiz yapma ve sigarayı bırakma gibi davranışsal girişimler yer alır. Gevşeme özellikle çocuklarda, gebe kadınlarda ve stresin tetikleyici olduğu hastalarda yararlıdır. Her ne kadar davranışsal girişimler önemli ise de, hastaların çoğunda asıl tedaviyi ilaçlar oluşturur. Migrenin farmakolojik tedavisi sonlandırıcı veya önleyici olabilir. Sonlandırıcı tedavi, baş ağrısı başladıktan sonra geri çevirmeyi veya baş ağrısının ilerlemesini durdurmayı amaçlar. Önleyici tedavi ise, o anda baş ağrısı olmasa bile beklenen atakların sıklığını, süresini veya şiddetini azaltmayı amaçlar. Çoğu hastalar önleyici tedavi alsalar bile atakların çoğunda sonlandırıcı tedavi uygulanır. Fakat sonlandırıcı tedavi haftada en fazla üç kez verilebilir. Verilecek ilaçların seçimi ise ağrı günlüğüne, ilişkili belirtilerin paternine, komorbid hastalıkların varlığına ve hastanın daha önceki tedavilere cevap paternine bağlıdır.
BAŞ AĞRISI İLAÇLARININ BAŞARISINI NASIL ANLARIZ?
Önleyici tedaviye başladıktan sonra kontrollü klinik çalışmalarına göre ilaçların etkisi tedavinin ilk 4 haftasından sonra fark edilir; faydası 3 ay boyunca artmaya devam edebilir. Oral kontraseptifler, hormon replasman tedavileri veya vazodilatatör ilaçlar, önleyici tedavinin etkisini azaltabilir. Eğer baş ağrıları iyi kontrol edilirse, yavaşça azaltarak ilaçsız bir dönem denenebilir. Sonlandırıcı tedavi için kullanılan ilaçların önerilen dozdan daha sık kullanılması ayrı bir problemi beraberinde getirir. Ağrılar epizodik özelliğini kaybedip günlük baş ağrısına döner ve süreklilik kazanır. Bu, sıklıkla hastaların baş ağrılarını tedavi etme gereksiniminden kaynaklanır.
TEDAVİ NEDEN BAŞARISIZ OLUR?
Baş ağrısı, tedaviye cevap vermediğinde veya her şeyin denenmiş olduğu ve hiçbir yöntemin işe yaramadığı bildirildiğinde, tedavinin başarısız olma nedenlerinin ortaya konması önemlidir. Örneğin, tanı konmamış bir sekonder baş ağrısı bozukluğu, ağrının ana nedeni olabilir. Yanlış tanı konmuş bir primer baş ağrısı ya da iki veya daha fazla baş ağrısı bozukluğu bir arada bulunabilir. Baş ağrısını ortaya çıkaran ya da alevlendiren aşırı ilaç kullanımına bağlı baş ağrısı gözden kaçmış veya yetersiz farmakoterapi uygulanmış olabilir.
BAŞ AĞRISI TEHLİKELİ OLABİLİR Mİ?
Baş ağrılarının yüzde 95’i migren veya gerilim tipi baş ağrılarıdır. Ancak, bazen baş ağrıları daha büyük sorunların ilk bulgusu olabilir. Tehlikeli baş ağrılarının tanınması için şu özelliklere dikkat etmek gerekir.
- İlk kez yaşanan çok şiddetli baş ağrıları
- Ani başlangıç gösteren baş ağrıları
- Sıklığı ve şiddeti giderek artış gösteren baş ağrıları
- 50 yaşın üzerindeki hastalarda, kafa travması sonrası veya kanserli hastalarda yeni başlamış olan baş ağrıları
- Öksürük, cinsel aktivite gibi durumlardan sonra ortaya çıkan baş ağrıları
- Tedaviye yanıt vermeyen baş ağrıları
Gerilim tipi baş ağrısını atlatmanın püf noktaları
- Sık sık açık hava yürüyüşü yapın.
- Stres ve gerilimden uzak bir ortamda dinlenmeye çalışın. Bulunduğunuz yerin havadar olmasına özen gösterin.
- Ağrıdan dolayı ışığa karşı duyarlılığınız arttıysa karanlıkta dinlenin.
- Şakaklarınıza, kaşlarınızın arasından alnınıza doğru ve burun deliklerinin üzerinden başlayarak göz kenarlarına doğru cildinizi gererek masaj yapın.
- Sıcak duş, vücudunuzda gevşeme hissi yaratır. Duşa girmezseniz, ayaklarınızı sıcak su dolu bir kapta bekletin. Ardından su ılık olana kadar soğuk su ekleyin. Ayak banyosundan sonra çorap giyin ve dinlenmek üzere yatın. Beyinde yükselen kan akışı bu şekilde ayaklara aktarılır ve baş ağrısı sona erebilir.
- Bir bezi soğuk suyla ıslatarak veya poşete buz koyarak başınıza soğuk kompres yapın.
- Beslenme uzmanları, muz, makarna ve balık yağının baş ağrısına iyi gelen besinler olduğunu söylüyor. Ayrıca, acı kahveye bir iki damla limon suyu karıştırarak içmek de baş ağrısına iyi gelebiliyor.
- Ağrı kesici kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Her ağrıda ilaç kullanmayı alışkanlık haline getirirseniz, bir süre sonra ilaç ağrıları yaşamaya başlarsınız. Yani ilaç bağımlısı olduğunuz için ilacı almadığınızda ağrı başlıyor. Dolayısıyla mümkün olduğunca ağrı kesici almamakta fayda var.