Kalbinizin “Sessizliğine” Güvenmeyin!
Kadınlarda kalp ve damar hastalıkları erkeklere göre çok daha kötü seyredebiliyor. Bunun en büyük nedeni ise beklenenden farklı (kalbin dışında) belirtilerle ortaya çıkması; bu yüzden de hasta ve hasta yakınları tarafından zamanında anlaşılamaması. Örneğin, ilk defa kalp krizi geçiren kadınların “yarıdan fazlasında” daha önceden göğüs ağrısı şikâyeti görülmediğini biliyor muydunuz?
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Kadınlarda kalp krizi belirtileri, erkeklerden farklıdır. Aşağıdaki belirtilerle karşılaşırsanız size en yakın sağlık kuruluşuna gitmeyi ihmal etmeyin.
- Sırt ve çene ağrısı
- Nedeni bilinmeyen, ani başlayan çabuk yorulma
- Nedeni bilinmeyen, ani başlayan nefes darlığı
- Karnın üst kısmında ağrı
- Terleme
Kadın kalbi ile ilgili çok şey yazılıp çizilir… Kadın ruhunun erkeklere göre daha hassas ve duyarlı olduğu bilinen bir gerçek. Maalesef bu durum, kadın kalbi için de geçerli. Yapılan incelemelerde kadın kalbi ile erkek kalbinin, tıpkı ruhları gibi farklılıklar taşıdığı görülmüştür. Her şeyden önce kadın kalbi, erkeklere göre daha küçük ve erkek kalbi ise kadınlara göre 1,5 kat daha ağırdır. Kadınların koroner kalp damarları (kalbin kendisini besleyen damarlar) daha ince yapıdadır. Damarların içini döşeyen endotel adının verildiği ve çoğu damar hastalığının gelişmesinde önemli bir role sahip olan tabakanın, kadınlarda daha hassas ve spazma (damar büzüşmesine) daha yatkın olduğu gözlenmiştir.
Günümüzde maalesef kadın ölümlerinin bir numaralı sorumlusu kalp hastalıklarıdır. Öyle ki, kalp hastalığına bağlı ölümler, meme kanserine bağlı ölümlerin yaklaşık 10 katıdır. Hal böyleyken, kadın sağlığında örneğin; meme kanseri, rahim kanseri gibi kadınlara özgü hastalıklar hakkında farkındalığı artırmak amacıyla yapılan özel çalışmaların, kadınlardaki kalp hastalıkları konusunda da yapılmasının önemi daha da artıyor. Ancak bu konuda gerekli özenin yetersizliğine dikkat çeken Medistate Kavacık Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Tavil, Medistate Yaşam dergisinin değerli kadın okurlarına özel paylaştığı bilgiler aracılığıyla, toplumsal farkındalığa önemli bir katkı sunuyor…
DAMAR HASTALIKLARI EN RİSKLİ GRUP!
Kalp hastalıkları denince çoğu zaman kalbin damar hastalıkları akla gelir. Çünkü sıklıkla en çok ve en ölümcül olan, kalbin damarlarıyla ilgili hastalıklardır. Kalp krizi, ani ölüm, kalp yetmezliği gibi ciddi sonuçlar doğurması nedeniyle; günümüzde sadece kadınlar için değil, tüm toplum sağlığı açısından konuya ciddi önem verilmesi gerektiği görülüyor.
KADINLARDA DURUM DAHA SİNSİ SEYREDİYOR
Peki kadınlarda kalp ve damar hastalıkları erkeklere göre ne gibi farklılıklar gösteriyor? Bu konuda son zamanlarda giderek artan bir farkındalık söz konusu ancak halen yeterli değil. Çünkü toplumumuzda “Kalp hastalığı erkek hastalığıdır” gibi bir önyargı söz konusu. Hâlbuki kadınlarda kalp krizleri erkeklere göre daha ölümcül ve daha kötü sonuçlarla seyrediyor. İlk defa kalp krizi geçiren kadınların yarıdan fazlasında daha önceden göğüs ağrısı şikâyeti bulunmuyor. Bir başka deyişle kalp-damar hastalığı daha sinsi bir şekilde ortaya çıkıyor.
Erkeklerde kalp krizinde, sol taraftaki göğüste baskı tarzındaki ağrı sıklıkla görülürken, bu durum kadınlarda daha farklı olabiliyor. Sırt ve çene ağrısı, nedeni bilinmeyen ani başlayan çabuk yorulma ve nefes darlığı, karnın üst kısmında ağrı, terleme gibi bulgularla hastaneye başvuran kadında teşhis, kalp krizi olabiliyor. Şikâyet şeklinin beklenenden farklı ve diğer hastalıklarda da görülebilen şikâyetler olması, zamanında hastaneye başvurmayı geciktirebiliyor. Bu farklılıklar nedeniyle kadınlarda kalp ve damar hastalıkları şüphesiyle ileri araştırma amaçlı hastaneye gönderme oranları erkeklere göre daha azdır.
ERKEKLERE GÖRE KADINLAR NİÇİN DEZAVANTAJLI?
Neden 1: Obezite
Kadınlarda erkeklere göre kalp hastalıkları konusundaki bir başka farklılık ise kalp ve damar hastalıklarının erkeklere göre yaklaşık 10 yıl daha geç ortaya çıkmasıdır. Bu durumun nedeni sadece menopoz değil. Östrojenin kalp hastalıklarından koruyucu etkisi halen tartışılıyor ancak bilinen bir gerçek var ki, kadınlar menopoz sonrası daha yüksek kan lipid düzeylerine, daha çok obezite oranlarına ve daha çok diyabet sıklığına sahipler. Kadınların erkeklere oranla daha hareketsiz olması, egzersizin kalp hastalıklarını koruyucu etkisinin kadınlarda daha da az olmasına neden oluyor. Ülkemizde yapılan bir araştırma, obezite oranının 50 yaş üstü kadınlarda yüzde 50 civarında olduğunu gösteriyor. Bu da oldukça yüksek bir oran.
Neden 2: Hipertansiyon
Bir diğer önemli risk faktörü hipertansiyon. Kadınlarda hipertansiyon oluşması erkeklere göre daha kolay bir durum. Aşırı kilo alımı ve hareketsiz yaşam hipertansiyonun ortaya çıkışını kolaylaştırabiliyor. Kadınların, hamilelik sırasında gebeliğe bağlı hipertansiyon ve diyabet geçirmesi, ileri yaşlarda diyabet ve hipertansiyonla birlikte kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini de artırıyor.
Neden 3: Meme kanseri geçmişi
Kadınlarda ileri yaşlarda görülen meme kanseri ve bu hastalığın tedavisi sırasında kemoterapi ile radyoterapi alınması, kalp hastalıkların gelişmesi için bir risk unsuru. Bu durumlar damar hastalıklarından ziyade kalp kasının güçsüzleşmesine ve sonucunda kalp yetmezliği gelişimine sebep olabiliyor.
Neden 4: Depresyon ve stres
Kırık kalp sendromu adı verilen, daha çok fiziksel ve ağır stres sonrası yine kalp kasında fonksiyon kaybıyla sonuçlanabilen bir kalp hastalığı da kadınlarda erkeklere göre 9 kat daha fazla görülüyor. Bilinen bir başka gerçek ise, depresyon ve stres faktörlerinin de kalp hastalıkları gelişimini veya oluşumunu tetiklemesi. Depresyon ve stres kadınlarda daha sıklıkla görülüyor ve daha ileri yaştaki risk faktörlerinin birikmesine yol açıyor.
RİSKLERDEN EN AZ 2’Sİ VARSA…
Risk faktörleri konusu, çok iyi değerlendirilmesi ve tedbir alınması gereken bir durumdur. Çünkü risk faktörleri ile doğrudan orantılı olan kalp hastalıklarının ortaya çıkması kolaylaşıyor. Yazımızda bahsettiğimiz risklerden en az ikisinin bulunması, risk faktörü bulunmayan bir kadına göre kalp ve damar hastalıkları görülme riskini 3 - 4 kat artırırken; en az üç riskin aynı anda bulunması, kalp ve damar hastalıkları görülme riskini 9 -10 kata çıkarıyor. Kadınlar risk faktörleri konusunda erkeklere göre daha dikkatli olmalı! Unutulmamalıdır ki, kadınların 40-50 yaş arası kalp ve damar hastalıklarındaki avantajlı halleri, 50-60 yaşlardan sonra maalesef dezavantaja dönüşüyor.
KADINLARDA TEDAVİ DAHA ZOR OLABİLİYOR
Kadınların damar yapısının daha ince ve farklı olması, hastalığa yapılacak olan müdahaleyi ve tedavilere yanıtı daha da zorlaştırıyor. Örneğin damar sertliği, damar içini hızlıca tıkamamanın yanı sıra damar duvarında uzun süre ilerleyip erkeklere göre daha uzun ve ince damar tıkanıklıklarına sebep olabiliyor. Bugün kalp krizleri tedavisinde neredeyse standart hale gelmeye başlayan acil anjiyografi yapılıp tıkalı damarın balon ve stentle açılması işleminde komplikasyonlar (istenmeyen sonuçlar) kadınlarda daha sık görülüyor. Ayrıca kalp krizleri sonrası kalp yetmezliği gelişmesi de kadınlarda daha fazladır.
Tütün kullanımı kadınlar için çok daha tehlikeli!
Tütün mamulleri kullanımının kalp ve damar hastalıklarına olumsuz etkisi kadınlarda daha fazladır. Örneğin bu etki, günlük 1-4 adet sigara kullanımında dahi geçerlidir.