Otoskleroz
Otoskleroz Nedir?
Orta kulakta, kulak zarının arkasındaki kemikçiklerden üzengi kemiği tabanında kireçlenmeler sonucu meydana gelen bir hastalıktır. Dış dünyadan gelen sesler kulak zarını titreştirir ve kemikçikler yolu ile titreşim iç kulağa iletilir. Burada titreşimi sağlayan üzengi kemiği tabanında kireçlenmeden dolayı işitme ile ilgili iletim iç kulağa geçmez.
Otosekleroz nedenleri nelerdir?
Nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte, hastaların bir kısmında genetik faktörler söz konusudur. Ayrıca kadınlarda kızamık virüsü enfeksiyonlarına karşı daha duyarlı olması ile otoskleroz arasında bir ilişki varlığı da iddia edilmiştir. Avrupa’da kızamık virüs aşılama programının başladığı 1970’li yıllardan itibaren otoskleroz oranında ciddi bir azalma görülmüştür. Kadın ve erkek arasında hastalığın başlangıç yaşı bakımından bir farklılık yoktur. Ancak kadın erkek oranı ½’dir. Otoskleroz sadece insanlarda oluşur ve bu nedenle uygun deneysel çalışmalar yapılamamaktadır.
Otoskleroz hastaları kalabalık ortamlarda daha iyi duyarlar.
İç kulak kireçlenmesi olarak da bilinen otoskleroz hastalığı, işitme kaybının sık görülen nedenlerinden birisidir.
Otoskleroz; tedavide hastanın yaşı ve işitme kaybının derecesi önemlidir. Gençlerde ameliyat ön planda olup ileri yaşlardaki hastalara işitme cihazı önerilmektedir. Tedavisi mümkün olan, iç kulak sinirlerini, hastalık ilerlediğinde tahrip eden, çoğunlukla ses iletimini engellediği için işitme kaybına yol açan bir hastalıktır. Hastalığın genetik ( kalıtımsal ) olarak aileden geçişi söz konusudur. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık rastlanmaktadır. Kadınlarda östrojen hormonu kemiklerde ossifiye olarak dominant bir rol oynar. Bu da kadınlarda gebelik sırasında otoskleroza bağlı iletim tipi işitme kaybının başlamasını açıklayabilir.
Genellikle genç erişkin yaşlarda (20-30) çoğunlukla iki kulakta işitmenin yavaş yavaş azalmaya başlaması ile belirti verir.
Bazen kulakta çınlama, nadiren de hafif baş dönmesi bu işitme kaybına eşlik eder. İşitme kaybı her geçen sene daha da artar. Bu kişiler, diğer işitme kaybı hastalıklarının aksine kalabalıkta ve gürültülü ortamlarda konuşunca normalden daha iyi duyarlar.
Otoskleroz hastalığında; üzengi kemikçiğinin iç kulak ile komşu olduğu tabanda yapısal kireçlenme sonucu katılaşma olur. Bu durumda üzengi kemiğinde hareket kısıtlanması meydana gelir. Buna bağlı olarak ses dalgaları iç kulak sıvılarına yeterli düzeyde iletilemez ve ''iletim tipi’’ denilen işitme kaybı meydana gelir.
İç kulak sağlam ancak kireçlenmeden dolayı sesler iletilememektedir. Bu kireçlenme iç kulak duvarını da etkileyebilir. Hastaların 2/3’ünde değişik şiddetlerde çınlama, motor sesi, su sesi gibi tanımlanan subjektif sesler ( tinnitus) vardır. Otosklerozlu hastalarda baş dönmesi (vertigo) yakınması normal populasyondan daha sıktır.
Otoskleroz Hastalığının İki Evresi Var!
Kulak kireçlenmesinin özel bir tipi olan otosklerozun tedavisi erken ve geç evre olarak ikiyte ayrılır. Erken dönemde henüz kireçlenme tam oluşmadığından, hasta işitme testleriyle takip edilir, bu evrede hastaya sodyum florur tabletler verilip hastalığın ilerlemesi yavaşlatılır. Ancak kireçlenmenin ilerlediği ve geç evre olarak bilinen durumda işitme kaybı, hastanın sosyal yaşantısını etkiler boyuta geldiği için artık tedavi yöntemi cerrahidir.
Otosklerozun Tedavi Yöntemi
Hastalığın günümüzde üç tedavi yöntemi bulunmaktadır:
Birinci Yöntem: Bu hastalar işitme cihazı kullanabilir ve iyi sonuçlar alabilirler. Ancak bu yöntem hastalığın ilerlemesini durdurmaz.
İkinci tedavi seçeneği; ilaç kullanımıdır. Bunun için hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılan ilaçlardır. Hastalığın tedavisinde sınırlı bir yeri vardır.
Üçüncü tedavi seçeneği; cerrahi müdahalenin tespit edildiği aşamada ise otoskleroz hastalığı tedavisi için uygulanan ameliyat yapılmalıdır. Bu ameliyatın adı ‘’ stapedektomi’’ ameliyatıdır. Genellikle ''teflon piston'' diye ifade ettiğimiz bir protez, üzengi kemiği çıkarılıp yerine konur. Böylece kemiğe gelen ses iletişimleri bu protez vasıtası ile üzengi tabanına açılan delikten iç kulak sıvılarına ulaşır ve bu sıvıda dalgalar oluşturarak duymamız yeniden sağlanır. Ameliyatta çok ince, küçücük üzengi çıkarılıp yerine bir protez yerleştirilir ve işitme kaybı % 90’ların üzerinde ortadan kalkar.
Uzmanlık gerektiren bu ameliyat, gelişmiş ameliyat mikroskopları kullanılarak yapılır.
Ameliyat sonrasında; baş dönmesi olabilir. Bazen bulantı ve kusmada baş dönmesine eşlik edebilir ancak bu geçici bir durumdur. Ağrı nadiren olur ve hafiftir.
Ameliyat sonrası erken dönemde hastalar baş dönmeleri tamamen geçene kadar, uçak ve araba ile seyahat etmekten, dalış yapmaktan ve ağır kaldırma gibi hareketlerden en az 2 ay kaçınmalıdırlar.