Organization Accredited by Joint Commission International
ONLINE RANDEVU

Eswt Tedavisi

Geçmeyen ayak ağrılarınız artık son buluyor!

ESWT TEDAVİSİ İLE EN HIZLI VE KALICI ÇÖZÜMLER!

Topuk dikenine ameliyatsız “Şok Dalga Tedavisi!”

Kadınların vazgeçemediği yüksek topuklu ayakkabılar, sürekli kullanıldığında bazı sorunlara neden olabiliyor. Bunlardan biri de topuk dikeni. Neyse ki sorunu çözen bir yöntem var: ESWT...

Ayak tabanındaki bir zarın topuğa yapıştığı bölgenin iyileşememesi sonucunda ağrı ve bölgesel bir batma hissiyle ortaya çıkan topuk dikeni, genellikle 40-60 yaş aralığında görülüyor. Topuk dikeni deyince akla kemiksel bir problem gelmesine rağmen gerçek durum

öyle değil. Ayak tabanında bulunan özel bağ dokusu (plantar fasia) ayağımıza binen basıncın yüzde 20-25’ini absorbe etme özelliğine sahiptir. Topuğumuzdan ayak parmaklarımıza kadar ayak tabanımızı saran bu doku, ayağımız gereğinden fazla zorlandığı takdirde zedelenir ve yırtıklar meydana gelir. Zedelenmeden dolayı oluşan doku iltihabı ve sertleşmeler, bağın topuk kemiğine yapışık olması nedeniyle topuktan çıkan kemiksi bir görünüm sergiler. Röntgen filmlerinde görülen bu çıkıntı ise topuk dikeni olarak adlandırılır. Günlük yaşam aktivitelerini oldukça kısıtlayan topuk dikenine dair daha detaylı bilgiye bu yazıdan ulaşabilirsiniz.


             

TOPUK DİKENİ KİMLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR?

Genellikle kadınlarda, yüksek ayak kavsi ile düztaban problemi olan, gün içinde uzun süre ayakta çalışmak zorunda kalan, ayağa yük bindiren iş ve sporlarla ilgilenen, fazla kilo sorunu

olan ve sıklıkla yanlış ayakkabı seçimi yapan kişilerde topuk dikeni oluşumu daha sık görülür. Yana ya da içe basma gibi problemleri olan kişilerde de topuk dikeni riski çok daha yüksektir.

Bunların yanı sıra topuk dikeninin oluşmasında genetik faktörler de etkilidir.

HANGİ SEBEPLERLE OLUŞUYOR?

Başlıca sebepler arasında aşırı kilo varlığını söyleyebiliriz. Fazla kilo söz konusu olduğunda vücut, fazla kiloları taşırken yıpranıyor ve topuk bölgesinde ağrıya neden oluyor. Çünkü ayaklara, kilonun üç katı kadar daha fazla yük biniyor ve bu, ayakların hasar görmesine yol açıyor. Bunun dışında yürürken aksama sorunu olanlarda da topuk dikeni sorunu görülebilir. Yürürken ayağın bir bölgesine ya da ayağın birine daha fazla ağırlık verilmesi gibi sorunlar

topuk dikenine neden olabiliyor. Hatalı ayakkabı seçimi de topuk dikenine neden olan önemli faktörler arasında; sert tabanlı ve kalitesiz ayakkabılar topuklarda ağrıya neden oluyor, bu da topuk dikenine yol açıyor.

DİĞER AYAK AĞRILARI İLE KARIŞTIRMAYIN!

Ayağın aşırı yorulması durumunda topukta ağrı olması normal bir durumdur. Fakat uzun süre oturarak dinlenildiği halde topukta ağrı birikmesi oluyorsa ve üzerine basıldığında ağrı hissediliyorsa topuk dikeni sorunu var demektir. Topuk dikeninin ilk ve en önemli belirtisi topuk ağrısıdır. Hastalar en çok günün ilk saatlerinde, yani yataktan kalktıktan sonraki ilk birkaç adımda şiddetli ağrı hissederler. Bu ağrı üzerine basıldığında topuğun altında bir çivi varmış gibi hissedilir. Ağrı direkt topuktan başlar, başka bir bölgeden ayağa doğru yayılmaz. Normal bir ağrı ise tamamen bölgesel olarak ve batma hissiyle birlikte ortaya çıkar. Sabah uykudan kalkıldığında hissedilen ve gün içinde yürüdükçe kendiliğinden geçen şiddetli ağrı, uzun süre oturduktan sonra kalkınca ayakta oluşan ağrı veya uzun süre yapılan yürüyüş sonrası ağrı şeklinde de kendini gösterebilir. Ağrıların yanı sıra topuk dikeni, yalpalayarak ve içe doğru basarak yürüme gibi yürüyüş bozukluklarını da beraberinde getirebilir. 

ESWT NEDİR?

Kısaca ‘’şok dalga tedavisi’’ olarak adlandırılan ESWT (Extracorporeal ShockWave Therapy); oluşturulan güçlü ses dalgalarının, elipsoid şeklindeki bir çelik çanak vasıtasıyla vücudun istenilen bir bölgesinde odaklanmasına dayanan, yeni bir “non-invazif” (girişimsel müdahale gerektirmeyen) tedavi şeklidir. Çalışma prensibi, vücut dışında üretilen akımların dokuda ses dalgaları şeklinde yayılması esasına dayanır.

HANGİ DURUMLARDA UYGULANMAMALI?

Boyun bölgesi, baş ve sinirlere yakın bölgelere uygulanmaz. Hamileler, gelişme çağını tamamlamamış çocuklar, kanın pıhtılaşmasını engelleyen ilaç kullanan hastalar, kalp pili bulunan hastalar tedavi dışında tutulur. Ciltte görülebilecek geçici kızarıklık dışında komplikasyonu yoktur. Uygulama sonrasında hasta günlük hayatına kaldığı yerden devam eder.

ESWT TEDAVİSİNİN AVANTAJLARI

  • Ayakta tedavi imkanı
  • Anestezi gerekmemesi
  • Hızlı sonuç elde etme
  • İlaçsız tedavi imkanı
  • Yüksek başarı
  • Yaşam kalitesinde artış

HASTALIĞIN TANI SÜRECİ…

Topuk dikeninin tanısında öncelikli olarak fizik tedavi muayenesi çok önemlidir. Tanı hasta öyküsüne ve hastanın klinik durumuna göre konulur. Muayene sırasında topuğunun altına bastırıldığında ağrı hissediliyorsa, röntgen istenir ve gerekirse MR ile kan tetkikleri yapılır.

GÜNLÜK ÖNLEMLER ALABİLİRSİNİZ

Topuk dikeni teşhisi konması durumunda hastanın ilk olarak ağrıyı yaratan aktivitelerden uzak durması önemlidir. Örneğin hastalar; evde yalınayak yürümemeli, yumuşak tabanlı bir terlik kullanmalı ve sert tabanlı ayakkabılar yerine mümkünse spor ayakkabıları tercih etmelidir. Bu önlemlerin dışında, silikon topuk destekleri de kullanılabilir.

MASAJ VE SOĞUK UYGULAMASI DA HASTALARA İYİ GELİYOR

Topuk dikeninin tedavisinde öncelikle; ağrı kesici kremler eşliğinde masaj ve soğuk uygulamalarına başvuruluyor. Masaj uygulaması ayak parmaklarını geriye çekerek topuk üzerine 5 dakika boyunca soğuk uygulandıktan sonra ağrı kesici kremler sürülerek yapılmalıdır. Bu uygulama günde 4-5 defa tekrar edilmelidir. Masaj uygulamasıyla birlikte yumuşak tabanlı ayakkabı kullanılması sonucunda hastaların çoğunda ek tedaviye gerek kalmadan şikayetler geçer. Burada unutulmaması gereken; topuk dikeninin yavaş yavaş başlayan bir hastalık olduğu gibi, iyileşmesinin de 1 günde olmayacağıdır. Topuktaki ağrının geçmesi 3-4 hafta sürebilir.

ENJEKSİYON UYGULAMALARI İYİLEŞME SÜRECİNİ HIZLANDIRIYOR

Masaj ve soğuk uygulamasından fayda görmeyen hastaların tedavisinde başka birçok seçenek de mevcut. En sık uygulanılan yöntem, topuğun altından enjeksiyon yapılmasıdır. Enjeksiyondan önce hastanın işlem sırasında ağrı duymaması için topuktan ya da ayak bileğinden uyuşturucu iğne yapılıyor. Burada kortizon iğnesi ya da hastanın kendi kanından hazırlanan PRP enjeksiyonları kullanılmaktadır. PRP hastanın kendi kanından hazırlanan ve iyileştirmeyi artıran bir yöntem. Enjeksiyonların hedefi, topuktaki iyileşmeyen dokunun iyileşmesinin hızlandırılması ve ağrının dindirilmesidir. Bu uygulama sonrasında ağrı büyük oranda geçer. İlk uygulama sonrasında ağrısı devam eden hastalara 10-15 gün sonra tekrar enjeksiyon yapılabiliyor.

ESWT İLE AMELİYATA GEREK KALMADAN İYİLEŞME

Sağlık sorunu nedeniyle enjeksiyon uygulanması sakıncalı olan hastalara veya bu tedaviden olumlu cevap alamayan kişilere ESWT, yani “şok dalga tedavisi” denilen yöntem uygulanabiliyor ve hastaların çoğu bu işlemle iyileşiyor. Halk arasında bu işlem için röntgende görülen kemik çıkıntısının kırıldığı düşünülmekte ancak yapılan işlem aslında topuk bölgesinde ağrıya neden olan, iyileşmeyen dokunun, kontrollü bir şekilde yeniden tahrip edilerek iyileşme hızının artırılmasıdır. Yöntemde, topuğa uygulanacak yaklaşık 2000-3000 ses dalgasıyla o bölgenin içinde bir kanama başlatılır. Elde edilen şok dalgaları yüksek enerjili olarak adlandırılır ve bu cihazlar ultrasonik cihazlara göre 10 kat daha yüksek enerjiyi, çok kısa sürede (1 mikro saniye) uygulama alanına verir. Topuk dikeni tedavisinde ameliyat en son seçenektir ve çoğu hastada ameliyata gerek kalmadan tedavi başarılı bir şekilde tamamlanır. ESWT yöntemi de hastaya ameliyatsız, kortizonsuz tedavi imkanı sunar.

ESWT İLE TEDAVİ SONRASI, HASTALIK TEKRAR EDER Mİ?

ESWT tedavisinin en önemli artılarından biri de etkisinin uzun süreli olmasıdır. Yapılan klinik çalışmalarda tedaviden sonraki 1-2 yıllık sürelerde hastalığın tekrarlanmadığı gözlenmiştir. ESWT tedavisi hastalığın nedenlerine yönelik tedavi ile kalıcı iyileşme sağlar. Ayrıca tedavi ederken vücudun kendi iyileştirici mekanizmalarını kullandığı için, hastalık bir kez iyileşirse tekrarlama şansı oldukça düşük. Burada önemli olan hususlardan biri de tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi sonuç alınacağıdır.

HANGİ ALANLARDA ESWT YÖNTEMİNE BAŞVURULUYOR?

  • Akut ağrılar ve künt yaralanmalar
  • Radial humerus epikondiliti (Tenisçi dirseği)
  • Ulnar humerus epikondiliti (Golfçü dirseği)
  • Tendinozis Calcarea (Kalsifiye omuz tendiniti)
  • Trochanterik bursit
  • Patellar tendinitis
  • Tibialis anterior sendromu
  • Aşilodini (Aşil tendiniti)
  • Plantar facitis
  • Epine calcanei (Topuk dikeni)
  • Kronik entesopatiler (Tendon irritasyonları)
  • Psödoartrozlar (Kaynamayan kırıklar)

NASIL UYGULANIYOR?

Uygulama öncesi ilk aşamada röntgen ultrason bulguları ve palpasyon sonucu, sorunlu bölge tespit edilir ve işaretlenir. Hastalığın olduğu noktaya odaklama yapılarak işaretlenen bölgeye ultrason jeli sürülür. Ses dalgalarının etkisinin azalmaması için taş kırma başlığı ile vücudun arasında hava kalmaması sağlanır. ESWT uygulaması hastanın duyacağı çok az bir “çıt” sesi ile başlıyor. Hasta, bu sesi sürekli olarak kısa aralıklarla duyar ve vücudundaki titreşimi çok hafif bir şekilde hisseder. Bu arada ESWT uygulama odak noktası sık sık kontrol edilir. Enerji seviyesi kontrollü olarak hastayı rahatsız etmeyecek şekilde artırılır. Uygulama sırasında enerjinin gücü ve miktarı, hastanın rahatına, taşın çeşidine ve bulunduğu yere göre düzenlenir. İşlem mümkün olduğunca ağrısızdır veya hastanın kabullenebildiği şiddette, hafif bir ağrı olabilir.

3 İLA 5 SEANSTA İŞLEM TAMAM!

ESWT tedavisinde seans süreleri, uygulanan şok sayısı, frekans ve enerji seviyesine göre farklılık gösterebilir ancak ortalama bir seans süresi 20-25 dakika sürer. Yumuşak doku uygulamalarında 3 ila 5 seans arası değişen sürelerde hastanın şikayetinden kurtulması beklenir. Nitekim ilk seanstan itibaren bir haftalık süre içinde ağrılarda azalma görülebilir.

ESWT yöntemi; Omuz hastalarında %80 Tenisçi ve golfçü dirseğinde %70 Topuk dikeninde %85 ve üstü başarı oranları sağlayan bir yöntemdir.

Şok dalga tedavisi ESWT, tüm dünyanın kabul ettiği bir tedavi olarak onaylanmış ve nanoteknoloji ürünü olarak kliniklerdeki yerini almıştır. Tedavi, topuk dikeninde 1997 yılından, tenisçi dirseğinde ise 2000 yılından bu yana FDA (Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi) onaylıdır.

TOPUK DİKENİNE KARŞI KORUYUCU ÖNLEMLER

  • İyi bir arka desteği veya topuk desteği bulunan ayakkabıları tercih edin. Eğer işiniz gereği sert zeminler üzerinde durmanız gerekiyorsa, ayaklarınız üzerindeki baskıyı azaltmak için kalın kauçuk mat üzerinde durun.
  • Topuğunuzun arkasındaki aşil kirişini ve ayağınızın altında bulunan fasyayı esnetmek için egzersiz yapın. Bu özellikle spordan önce önemlidir.
  • Boyunuz için uygun olan sağlıklı kiloda kalın.
  • İyi bir egzersiz alışkanlığı edinin. Egzersiz seviyelerinizi yavaşça artırın ve destekleyici ayakkabılar giyin.
  • Eğer koşuyorsanız, koşmayı topuk ağrısına neden olmayacak diğer sporlarla değiştirin.
  • Yataktan çıktığınız anda destekleyici ayakkabılar giyin. Yalınayak yürümek veya sert tabanlı bir terlik giymek ayaklarınızın üzerine baskı uygulamanıza neden olabilir.
  • Eğer spor yapıyorsanız ağrınızın ortaya çıkmasını önlemek için ısınma ve fiziksel dayanıklılığı artırma egzersizleri ile ilgili fizyoterapistinize danışabilirsiniz.

Bölüm Doktorları

Dr. Öğretim Üyesi İlker Garipoğlu
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon