Sağlıklı Gebelik ve Doğum
Sağlıklı Anneler ve Bebekler
Gebelik ve doğum doğanın sunduğu en önemli mucizelerin başında geliyor. Dünyaya sağlıklı bir canlı getirmek başlı başına çok büyük bir heyecan ama bir o kadar da büyük bir sorumluluk. Tüm anne-baba adayları hem gebelik sürecini hem de doğumu en sağlıklı bir şekilde geçirmek ister. Peki sağlıklı gebelik ve sağlıklı doğum ne anlama geliyor? Bu süreci nasıl geçirmek gerekiyor?
Sağlıklı bir doğum evresi geçirebilmek için öncelikle sağlıklı bir gebelik geçirmek gerekiyor. Gebelik öncesinden başlayan doğru bilgilenme ile anne adayının bu sürede desteklenmesi önem taşıyor. Bu desteğin hem anne sağlığı hem de bebek sağlığı açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekiyor.
Sağlıklı doğum geçirmenin kriterleri var mı?
Gebelik dönemi anne adayının fiziksel ve psikolojik değişimler yaşadığı zor bir süreç. Bu dönemde anne adayının gerek kendisi, gerekse bebeği ile ilgili kaygıları oluyor. Doğum korkusu, endişe ve sıkıntıya sebep olabiliyor. Sağlıklı bir doğum süreci geçirmenin ilk koşulu, sağlıklı bir gebelik yaşamak. Bunun için anne adayının iyi iletişim kurduğu ve kendisini güvende hissettiği bir sağlık kurumu seçmesi gerekiyor. Anne adayının, gebeliği boyunca vücudundaki değişimlerden dolayı çok fazla sorusu ve kaygısı oluyor. Bunları ancak hekimiyle beraber güven ortamı içinde aşabilir. Yine bu dönemde, beslenmeye de daha çok özen göstermek gerekiyor. Anne adayının dengeli kilo almasının yanında, proteinden zengin besleyici bir diyet alışkanlığı edinmesi çok önemli. Bunlar, annede hipertansiyon, ödem ve gebelik şekeri gibi sorunları en aza indiriyor ve sağlıklı bir doğum için gerekli şartları mümkün kılıyor. Rahat bir doğum için egzersiz uygulamaları da çok önemli. Uygun egzersizlerle pelvik taban kasları ve derin karın kaslarının güçlendirilmesi doğumu daha da kolaylaştırıyor.
Doğuma yaklaşırken anne adayının yaşayabileceği sıkıntılar var mı? Bu durumlarda neler yapılmalı?
Doğuma yaklaşan anne adayında, bebeğin artık iyice büyümüş olmasından dolayı; bel, bacak ve sırt ağrıları, hareket zorlanmaları, nefes darlığı, ödem, uykusuzluk gibi pek çok şikayet görülebiliyor. Artan ağrılar ve ödem nedeniyle anne adayının düzenli egzersiz ve yürüyüş yapması ve dinlenme sürelerini arttırması gerekiyor. Bu dönemde, yüzme, yürüme ve bisiklet ideal egzersizler. Uykusuzluk içinse; ılık duş ve özellikle yan yatış pozisyonlarında yastıklarla destekleyerek uyumak faydalı oluyor.
Doğum ve anestezi yöntemleri neler?
20’nci gebelik haftasından sonra fetüsün (anne karnındaki bebek) rahim dışına çıkarılmasına doğum denir. Bu, gebelik haftasından önce gerçekleşirse ‘abortus’ yani düşük yaşanır. Doğum eylemi 37’nci gebelik haftasından sonra gerçekleşirse miadında doğumdan bahsedilir.
Başlıca iki tür doğum şekli var; normal vajinal doğum ve sezaryen doğum. Vajinal doğum müdahaleli (vakum, forseps, vs.) veya müdahalesiz olabiliyor. Daha çok ilk doğumlarda ve özellikle müdahaleli doğumlarda olmak üzere çıkımda epizyotomi açılması gerekebiliyor. Doğum ağrısı bilinen en şiddetli ağrılardan biri ancak sonucunda ulaşılan ödül nedeniyle bir o kadar çabuk unutuluyor. Doğumun ağrısız gerçekleşmesi; uzun zamandır üzerinde çalışılan bir alan. Bu amaçla her iki doğum yönteminde de birçok anestezi ve analjezi (ağrı giderme) yöntemleri uygulanabiliyor. Normal doğumda lokal anestezi veya epidural anestezi yapılabileceği gibi doğumun son evresinde genel anestezi de uygulanabiliyor. Sezaryen doğum ise genel, epidural, spinal veya kombine anestezi yöntemlerinden biriyle yapılabiliyor.
Doğal doğum nasıl yapılıyor?
Doğal doğum kavramı yeni yeni çok konuşulur oldu. Tıbbi müdahalenin mümkün olduğunca kullanılmadan doğumun gerçekleşmesi bu şekilde tanımlanıyor. Normal doğum dediğimizde ise vajinal yolla gerçekleşen doğum modern tıbbi uygulamalarla kolaylaştırılıyor. İlaçlar, epizyotomi gibi dikişli müdahaleler ve epidural anestezi gibi ağrıyı azaltan yöntemler normal doğumda kullanılıyor. Doğal doğumda bu müdahaleler yapılmıyor, süreç kendi akışında seyrediyor. Sadece bir sorun çıktığında tıbbi müdahale yapılıyor.
Doğumun başladığı nasıl anlaşılıyor?
Doğum çoğu gebede sancı ile başlıyor. Bazen su, sancıdan önce de gelebiliyor.Halk arasında ‘nişan’ diye bilinen kanlı bir akıntının gelmesi de sancıların 24-48 saat içinde başlayacağının habercisi olabiliyor. Sancılar önceleri daha aralıklı ve daha az şiddetli oluyor. 15-20 dakikada bir gelen ve 15-30 saniye süren bu sancılarla rahim ağzı genellikle 3-4 cm.’ye kadar açılıyor. Bundan sonraki aşamada sancılar 3-4 dakikada bir geliyor. 40-60 saniye sürüyor, sancıların arasındaki dinlenme süresi azalıyor. Rahim ağzı, tam açılma denilen 10 cm.’e kadar yaklaşırken ara daha da kısalıyor, sancılar 60-90 saniye sürmeye başlıyor. Anne adayı bu sırada bel ve perine bölgesinde basınç hissediyor, bulantı ve kusma yaşayabiliyor.
Sezaryen sağlıklı bir doğum yöntemi mi?
Doğum şekli konusunda öncelikle normal doğum düşünülmeli çünkü doğa bu yolu tercih ediyor. Ama dünya değiştikçe insan yapısı da değişiyor, sezaryen oranlarındaki artışta işte bu değişimin çok büyük payı var. Modern insanın korkuları, beslenme değişiklikleri, tarım toplumundan şehir toplumuna geçmenin getirdiği fiziksel hareket eksikliği gibi nedenler normal doğum oranını azaltıyor. Annedeki bazı sağlık sorunları veya bebeğe ait problemler de sezaryen doğumu gerekli ve hayat kurtarıcı hale getirebiliyor.
Doğum eylemi başlıca üç evreden oluşuyor
1. evre: Sancıların başlamasından rahim ağzının tam açılması yani açıklığın 10 cm.’ye ulaşmasına kadar geçen süredir. Kendi içinde latent (açıklığın 4 cm.’ye ulaşmasına kadar geçen süre) ve aktif faz (4-10 cm.) olmak üzere iki evreden oluşur. Doğumun birinci evresi yani doğum sancılarının başlamasından rahim ağzının tam açılmasına kadar geçen süre yaklaşık olarak ilk gebeliklerde 10-11 saat, sonraki gebeliklerde 6-7 saat sürer.
2. evre: Rahim ağzının tam açılmasından bebeğin doğumuna kadar geçen süredir. İlk doğumda yaklaşık 50 dakika, sonraki doğumlarda ortalama 20 dakika sürer.
3. evre: Bebeğin doğumundan sonra plasentanın (bebeğin eşi) ayrılana kadar geçen süredir. Ortalama beş dakika sürmesi beklenir. Normalde en geç yarım saat içerisinde plasenta ayrılır.
Doğumda bebeğin ters olması ne demek ve nasıl bir risk oluşturuyor?
Doğum eylemi başladığında bebeğin başının önde gelmesi normal geliş şekli. Başın dışındaki uzuvların (makat, kol, ayak veya bel) önden gelmesi anormal geliş şekilleri olarak kabul ediliyor ve riskli doğum olarak adlandırılıyor. Genellikle bebeğin ters olması dendiğinde; makat gelişi kastediliyor. Geçmişte ters gelişlerde normal doğum ve gerekirse doğumda manevralar uygulanması yoluna gidilirken, günümüzde anne ve bebeğe ait riskleri önlemek amacıyla daha çok sezaryen doğum tercih ediliyor. Başlıca riskler; bebeğin doğumda oksijensiz kalması ve buna bağlı beyin hasarı, kafa takılması, kafa içine kanama, boyun, omuz veya kol kırılmaları, ilerlemiş doğum yırtıkları ve aşırı kanamalar olarak sayılabilir. Özellikle ilk doğumlarda ters geliş durumunda baştan sezaryen doğum tercih edilmesi gerekiyor.
Normal doğum sırasında yaşanabilecek sorunlar var mı?
Normal doğum sırasında anne veya bebeğe ait sorunlar ortaya çıkabiliyor. Doğum eyleminin süresinin uzaması, fetal distres denilen bebeğin anne karnında yeterli oksijen alamamasına bağlı bebeğin kalp hızının ve ritminin normalin dışında seyretmesi, plasentanın ayrılmaması, doğum sonrası artmış kanama ve epizyotomi dikişlerinde ağrı gibi birçok sorun yaşanabiliyor. Bu sorunları azaltmak için gebeyi doğum öncesi eğitmek, doğum sırasında gerekli donanımı sağlamak ve yakın takip etmek gerekiyor. Normal doğumun her aşamasında sorun çıktığında sezaryene geçmek mümkün. Tabii tüm bunların sorunsuz ilerlemesi için, seçilen sağlık kurumundaki ekip ve ekipmanın çok büyük önemi var.
Prematüre ve erken doğum ne demek? Bu durumda anneye ve bebeğe yaklaşım nasıl oluyor?
Gebeliğin normal süresi 40 haftadır. 34 haftadan önceki doğumlar prematüre doğum, 34-37 hafta arası doğumlar ise erken doğum olarak tanımlanıyor. Bebeğin doğum haftasına ve bebekteki diğer sağlık problemlerine göre bebeğe yaklaşım değişiyor. Genellikle prematüre, yeni doğan yoğun bakım şartlarında takip ediliyor. Prematüre doğumlar sezaryen ihtiyacını arttırıyor. Bebeğin yoğun bakımdaki süreci anne açısından anksiyete ve depresyon sebebi olabiliyor. Annenin bu süreçte yeterli bilgilendirme ve desteğe ihtiyacı oluyor.
Doğum sonrasında anne ve bebek için dikkat edilmesi gerekenler neler?
Doğum sonrası erken dönemde kanama takibi, rahimin toparlanması, dikiş yerlerinin temizliği, erken mobilize olmak ve meme bakımı başlıca dikkat edilecek konular. Geç dönemde ise düzensiz kanamalar, enfeksiyon ve korunma yöntemleri konusunda anne mutlaka bilgilendirilmeli. Ayrıca anneye, bebeğin erken dönemde emzirilmesi ve bakımı için detaylı bilgi verilmesi gerekiyor. Bu konuda bebek hemşireleri ve çocuk doktoru ile yakın ilişki içinde olunması şart.
Sağlıklı bir doğum geçirebilmek için ebeveynlerin seçecekleri sağlık merkezinde araması gereken kriterler
Sağlıklı bir doğum için hastane ve hekim seçimi son derece önemli. Seçilecek sağlık merkezinde;
• Yeterli sayıda ve deneyimli sağlık ekibi
• Yeterli tıbbi ve teknolojik donanım
• Yeterli yenidoğan ve erişkin yoğun bakım imkanları
• Doğumla ilgili acil reflekslerin yerleşmiş olması
• Doğumla ilgili konsültasyon olanakları olması
• Yakınlık, kolay ulaşılabilirlik
aranması gereken kriterlerin başında gelmeli.
Medistate Kavacık Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nde sağlıklı bir gebelik ve doğum sürecinin gerçekleştirilmesi için ebeveynlere deneyimli ekibi ile destek oluyor. Gebeliği süresince düzenli gebe eğitimleri veriliyor.Teknolojik altyapısıyla hem gebelik döneminde gerekli tetkikler hem doğum süreci ve sonrasında da yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeğin hayata sağlıklı başlaması sağlanıyor.